hey büyükler!
siz farkında değilsiniz ama biz çocuklar için hayat aslında böyle bir şey.
dondurmayı düşürmeden taşımak gibi bir şey sizin dünyanızda barınmaya çalışmak.
bize sevgiyi, arkadaşlığı, paylaşmayı, yardımseverliği anlatıyorsunuz sık sık..
ama hep komşuların dedikodusunu yapıyorsunuz, iş arkadaşlarınızdan ölesiye nefret ediyorsunuz.
o kadar bencilsiniz ki hiç ama hiçbir şeyinizi kimseyle paylaşamıyorsunuz.
hep susmamızı, sessiz olmamızı, kafanızı şişirmememizi istiyorsunuz. ama bi bilseniz, ah bir bilseniz aslında hiç susmayan sizlersiniz. bitmek tükenmek bilmeyen emir cümlelerinizle kafa patlatan aslında sizlersiniz.
bize bağırdığınız zamanlarda keşke kendinizi bir görebilseniz. güzel olmak için saatlerce uğraşıyorsunuz ya hani...
aynanın karşısında saatlerce boyalar sürüyorsunuz.
ya da pahalı mağazalardan iyi görünmek için pahalı giysiler alıyorsunuz...
ama bize bağırdınız zamanlarda o kocaman yüzünüz çok çirkin görünüyor.
gözlerinizden ateş fışkırıyor.
dudaklarınızdan bağırtılar...
kibar olmamızı bekliyorsunuz sonra.
nezaket diye bi şeyden bahsediyorsunuz.
kötü söz söylemek ayıp bi şey diyorsunuz.
siz bizi gerçekten aptal zannediyorsunuz.
çocuğuz, aptal değiliz, küçük insanlarız.
ve tüm riyakarlığınızı büyüdüğümüz zaman hatırlayacağız, hiç unutmayacağız.
şimdi küçüğüz, size nasıl cevap vermemiz gerektiğini bilmiyoruz sadece.
şimdi küçüğüz, ikiyüzlülüğünüzü yüzünüze çarparsak bizi sevmekten vazgeçersiniz diye tırsıyoruz.
ama biz hep kayıttayız.
filmi başa sarıp izleyeceğiz bi gün.
ve o gün, işte o gün "bu gençler de pek asi, bizim zamanımızda saygı vardı" diye söylenmeyin...
Bu yazıyı takip ettiğim bir arkadaşımın sitesinden aldım alttaki adrese tıklayarak arada yazılarını okumanızı tavsiye ediyorum :))http://bugibugiyapalim.blogspot.com/
1 yorum:
gercekten bir büyük olarak kendimden utandım biz ne yapıyormuşuz biz küçüklerin dünyasına inemediğimiz müddetce bu sorunlar hep olacak. yazıyı cok begendim. hatice kılıc.....
Yorum Gönder